DAIKIN DÜNYA SAĞLIK HAFTASI'NDA İÇ MEKAN HAVA KALİTESİNİN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKTİ
Soluduğunuz hava yaşam kalitenizi yükseltir.
Zamanımızın çok büyük bir kısmını geçirdiğimiz iç mekanların havası sağlığımızı ve yaşam kalitemizi doğrudan etkiliyor. İç mekanlarda soluduğumuz hava ne kadar temizse kendimizi o kadar sağlıklı ve verimli hissediyoruz. Dünya Sağlık Haftası nedeniyle bir açıklama yapan Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, temiz ve kaliteli hava solumanın önemine dikkat çekerek iç mekan hava kalitesinin iyileştirilmesi için önerilerini paylaştı.
Doğru hava uzmanı Daikin, dünya çapında 7-13 Nisan tarihleri arasında kutlanan Dünya Sağlık Haftası nedeniyle bir açıklama yaparak, iç mekan hava kalitesinin sağlığımız açısından büyük önem taşıdığına dikkat çekti. Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder tarafından yapılan açıklamada; “Bilimsel araştırmalar, iyi iç hava kalitesinin başta solunum hastalıkları olmak üzere pek çok rahatsızlığı önlediğini ortaya koyuyor. İç mekanlarda soluduğumuz hava ne kadar temiz ve kaliteliyse kendimizi o kadar iyi hissediyoruz” denildi.
Barınma, çalışma, dinlenme ya da eğlenme gibi ihtiyaçlar için uzun saatler geçirilen iç mekanlarda solunan havanın dış ortamlara nazaran 2 ila 100 kat daha kirli olabildiğini belirten Önder, bunun sağlığımızı etkilemesinin yanı sıra zihinsel odaklanmayı zorlaştırma ve yorgun hissetme gibi sonuçları olduğunu ancak bu sorunların doğru iklimlendirme ve havalandırma sayesinde kolaylıkla çözülebileceğini söyledi.
İÇ MEKAN HAVA KALİTESİ İÇİN NELERE DİKKAT ETMELİ?
Kapalı alanlarda havada bulunan kirleticileri azaltmak ve soluduğumuz havanın kalitesini arttırarak sağlıklı kalmak bazı önlemlerle mümkün. Daikin’in bu konudaki önerileri ise şöyle:
Doğru iklimlendirme: Yaşam kalitesinin artması için mekanların iklimlendirme tasarımının doğru yapılması büyük önem taşıyor. İklimlendirme cihazlarının mekan özelliklerine göre seçilmesi, mekanların iklimlendirme gereksinimlerine göre kullanılacak cihazların tespiti ve bu cihazların doğru yere monte edilmesi için işin uzmanlarıyla birlikte çalışmak gerekiyor.
Nem kontrolü: İç mekanlarda nem kontrolünün sağlanması en az doğru sıcaklık kadar önemli bir konu. Bu konuda önemli bir otorite olan ASHRAE standartlarına göre ortamdaki ideal nem oranı yüzde 30-60 arasında olmalı. Ortamdaki nemin artması sıcaklığı daha yüksek algılamaya ve rahatsız hissetmeye neden oluyor, ayrıca küf ve bakteri oluşumuna zemin hazırlıyor. Bu nedenle iklimlendirme cihazı seçilirken ısıtma ve soğutma aralığı ve kapasitesi kadar nem kontrolü yapıp yapmadığına da dikkat etmek şart.
Cihazların bakım ve temizliğinin düzenli olarak yaptırılması: İklimlendirme cihazlarının bakımlarının yetkili servislerce ve düzenli olarak yapılması cihazların ömrünü uzattığı gibi enerji tasarrufu yapılmasına da katkıda bulunuyor. Düzenli bakımı yapılan cihazlar havada kirlilik yaratan ve sağlık tehdidi oluşturan toz ve partikülleri temizleyerek iç ortam kalitesini iyileştiriyor ve başta alerjik hastalıklar olmak üzere pek çok hastalığın önlenmesine katkıda bulunuyor.
Klimaların doğru sıcaklık ayarında kullanılması: Klimanın 25°C’nin altında ve dış ortam sıcaklığından maksimum 6°C daha düşük bir sıcaklığa ayarlanması hem sağlık hem de enerji tasarrufu açısından önemli. Hava çok sıcakken klimayı çok düşük sıcaklıkta çalıştırmak “soğuk şok etkisi” yaşamaya neden olabiliyor. Hava sıcaklığının çok arttığı günlerde ise iç ve dış mekan arasındaki sıcaklık farkının 10°C’yi geçmemesi gerekiyor.
Doğru iklimlendirme: Yaşam kalitesinin artması için mekanların iklimlendirme tasarımının doğru yapılması büyük önem taşıyor. İklimlendirme cihazlarının mekan özelliklerine göre seçilmesi, mekanların iklimlendirme gereksinimlerine göre kullanılacak cihazların tespiti ve bu cihazların doğru yere monte edilmesi için işin uzmanlarıyla birlikte çalışmak gerekiyor.
Nem kontrolü: İç mekanlarda nem kontrolünün sağlanması en az doğru sıcaklık kadar önemli bir konu. Bu konuda önemli bir otorite olan ASHRAE standartlarına göre ortamdaki ideal nem oranı yüzde 30-60 arasında olmalı. Ortamdaki nemin artması sıcaklığı daha yüksek algılamaya ve rahatsız hissetmeye neden oluyor, ayrıca küf ve bakteri oluşumuna zemin hazırlıyor. Bu nedenle iklimlendirme cihazı seçilirken ısıtma ve soğutma aralığı ve kapasitesi kadar nem kontrolü yapıp yapmadığına da dikkat etmek şart.
Cihazların bakım ve temizliğinin düzenli olarak yaptırılması: İklimlendirme cihazlarının bakımlarının yetkili servislerce ve düzenli olarak yapılması cihazların ömrünü uzattığı gibi enerji tasarrufu yapılmasına da katkıda bulunuyor. Düzenli bakımı yapılan cihazlar havada kirlilik yaratan ve sağlık tehdidi oluşturan toz ve partikülleri temizleyerek iç ortam kalitesini iyileştiriyor ve başta alerjik hastalıklar olmak üzere pek çok hastalığın önlenmesine katkıda bulunuyor.
Klimaların doğru sıcaklık ayarında kullanılması: Klimanın 25°C’nin altında ve dış ortam sıcaklığından maksimum 6°C daha düşük bir sıcaklığa ayarlanması hem sağlık hem de enerji tasarrufu açısından önemli. Hava çok sıcakken klimayı çok düşük sıcaklıkta çalıştırmak “soğuk şok etkisi” yaşamaya neden olabiliyor. Hava sıcaklığının çok arttığı günlerde ise iç ve dış mekan arasındaki sıcaklık farkının 10°C’yi geçmemesi gerekiyor.
DOĞRU HAVA İÇİN AR-GE VE İNOVASYON
“Doğru hava uzmanı” sloganı ile faaliyet gösteren Daikin’in sağlıklı iklimlendirmeye özel önem verdiğini ve solunan havanın kalitesini arttırma misyonu bulunduğuna dikkat çeken Önder, şunları söyledi: “İklimlendirme konforunu arttırmak için Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarımızı durmaksızın sürdürüyoruz. Klimalarımıza sıcaklık kontrolünün yanı sıra, nem alıp verme özelliği ekliyor, havanın ortamdaki canlıların üzerine üflenmesini önleyen akıllı kanat sistemi gibi teknolojiler geliştiriyoruz. Hava temizleyicilerimizde ve Ururu Sarara ve Shira Plus klimalarımızda bulunan alerjen ve koku önleyici Flash Streamer teknolojisi ile kaliteli hava solunmasına katkıda bulunuyoruz. Daikin'e özel geliştirdiğimiz titanyum apetit fotokatalitik hava temizleme filtresi sayesinde mekanları kirleticilerden arındırıyoruz. Tüm amacımız insanların doğru hava soluyarak yaşam kalitelerinin artmasına bir nebze de olsa katkıda bulunabilmek. Kaliteli hava konusunda bilinçlendirici çalışmalarımız sürecek.”