Daikin

Alternate Text

İç Ortam Hava Kalitesinin Önemi

Temiz havayı önemsiyoruz

Mavi bir gökyüzü için Uluslararası Temiz Hava Günü | Birleşmiş Milletler hem iç ortam hem de dış hava kalitesinin önemine dikkat çekiyor.

Bu yılın ana teması olan ‘Temiz Hava İçin Hep Birlikte’, iş birliklerinin çoğaltılmasının, finansmanın artırılmasının ve hava kirliliğiyle mücadele ve iç ortam hava kalitesinin yükseltilmesi için ortak bir sorumluluk üstlenilmesinin önemini vurgulamaktadır. Hava kirliliğinin sınırların ötesinde geniş etkileri dikkate alındığında, ilgili tüm taraflar gezegenimizin atmosferini korumak ve temiz havayla tüm canlıların sağlığını garanti etmek için sorumluluk taşımaktadır. Uluslararası Temiz Hava Günü bize coğrafi ve sektörel sınırlar arasındaki çabaların birleştirilmesi, engellerin ortadan kaldırılması ve izole yaklaşımların terk edilmesi ile birlikte, hava kirliliğini etkili şekilde azaltabileceğimizi, hava kalitesinin arttırılmasına yönelik önlemler ve çalışmalar için finansal kaynaklar ve yatırımlar yaratabileceğimizi, bu sayede çok sayıda avantaj elde edebileceğimizi hatırlatmaktadır.

İç ortam havası kalitesi neden önemlidir?

Hava, varlığımız için olmazsa olmazdır. Her insanın günde 15 kilo hava soluduğunu ve 30.000 defa nefes alıp verdiğini biliyor muydunuz?

Temiz hava olmazsa olmazdır ancak dünyada sınırsız olan bir kaynak da değildir. Bunu günde litrelerce su içmemize benzetebiliriz. Birçok insan hava kalitesini dış ortamdaki hava kirliliğiyle karıştırıyor. Aslında iç ortam hava kalitesi, dış ortamdaki hava kadar ve hatta daha önemlidir.

Yaşamımız boyunca zamanımızın %90’ını kapalı yerlerde çalışarak ve yaşayarak geçiririz, yani çoğunlukla evlerimizde, iş yerlerimizde ve diğer kapalı alanlarda bulunuruz, bu nedenle iç ortam hava kalitesi, sağlığımız ve yaşamımız üzerinde çok daha büyük bir etkiye sahiptir.

Kötü bir iç ortam hava kalitesi orta şiddette rahatsızlıklardan solunum yolu hastalıklarına kadar çok farklı sağlık sorunlarına neden olabilir. Kirletici miktarı, iç ortam havasında çok daha fazladır. Hava kalitesi görünmeyen bir şeydir, bu nedenle bunları fark etmeyiz. Toz veya duman haricindeki kirleticileri her zaman göremez, koklayamaz ve hissedemeyiz.

İç ortamda kirlilik yaratan bazı kaynaklar şunlardır:

  • İnsan ve evcil hayvan varlığı ve aktivitesiyle ortaya çıkan ölü deri hücreleri, kıllar ve saçlar, CO2…
  • Zararlı partiküller
  • Toz
  • Sigara dumanı
  • Küf: Rutubetli evlerde astım gelişme riski iki kata daha yüksektir.
  • Uçucu Organik Bileşikler: Boya ve lakeden, temizlik malzemelerinden, böcek ilaçlarından, bina yapı malzemelerinden ve mobilyalardan, ofis cihazlarından ... kaynaklanan karbon bazlı bileşiklerdir.
  • Polen ve diğer alerjenler, dışarıdan gelen egzoz dumanı ve diğer kirleticiler

Gözle görünmeyen tüm bu kirletici partiküller ciğerlerimize ve kan akışımıza işler.

İç Ortam Hava Kalitesinin yönetimi yeni bir sorun değildir

İç ortam havasındaki kirleticiler yeni bir sorun değildir. Çok uzun bir süredir ısıtma, yanma, binalar, insanlar ve aktiviteleri kötü bir iç ortam havası kalitesinin nedenleri arasında görülmüştür. İnsanlar bundan yaklaşık 20.000 yıl önce ilk barınakları inşa ettiğinde ve kapalı ortamlarda yaşamaya başladığında kirleticilerin varlığı nedeniyle iç ortam hava kalitesini yükseltmenin yollarını da aramaya başlamışlardır. İç ortam hava kalitesiyle ilgili ilk sorunlar ateşin bulunması ve bunun barınaklarda kullanılmasıyla başlamıştır.

İnsanların kapalı alanlardaki yaşamı çağlar boyunca evrilmiştir ve buna paralel olarak iç ortam hava kalitesinin yönetimi için farklı stratejiler geliştirilmiştir. Birçok farklı dönemde ve farklı coğrafi bölgede hava sirkülasyonunun sağlanması ve iç ortam hava kalitesinin yükseltilmesi için birçok farklı sistem tasarlanmıştır.

Örneğin, eski Mısır’da evler çapraz havalandırmanın mümkün hale getirilmesi için küçük pencereler ve açıklıklarla inşa edilmiştir. Tapınaklarda ve saraylarda, sıcak havanın dışarı çıkması ve daha serin havanın alt açıklıklardan içeri girmesi için yüksek seviyeli pencereler veya o zamanki adıyla “klestori” pencereleri inşa edilmiştir.

Eski Roma’da ise binaların ısıtılması ve havalandırılması için “hipokost” adında bir sistem kullanılmıştır. Bu sistemde zemin, sütunlar üstüne inşa edilerek zemin altında bir boşluk yaratılmış ve bir fırın yardımıyla bu boşlukta sıcak hava sirkülasyonu sağlanarak zemin ısıtılmış ve belirli bir ölçüde havalandırma sağlanmıştır.

Eski Çin’de de klasik Çin mimarisi, doğal havalandırma ilkelerini benimsemiştir. Avlulu evler gibi binaların tasarımında çapraz havalandırmaya doğal hava akışına önem verilmiştir. Hatta bazı evlerde havanın tutulması ve yaşam alanlarına yönlendirilmesi amacıyla “rüzgar kuleleri” olarak adlandırılan rüzgar tutucular da kullanılmıştır.

Hava kirliliği, sağlık riskleri azaltılabilir

Hava kirliliği, insan sağlığı üzerinde önemli bir çevresel tehdit olarak görülmektedir. İç ve dış ortam havası kirliliği 2016 yılında dünya genelinde 6,5 milyon insanın hayatını erken kaybetmesine neden olmuştur. Gelişmekte olan ülkelerde, özellikle de düşük gelir grubundaki topluluklarda iç ortam hava kalitesi kadınları, çocukları ve yaşlıları daha yüksek oranda etkilemektedir. Bunun nedeni, ısınma ve yemek pişirme için kullanılan tahta kaynaklı yakıtlar ve parafin yağı kullanılması nedeniyle daha fazla iç ve dış ortam kirliliğine maruz kalmalarıdır.

Dünya Sağlık Örgütünün kılavuz değerlerini geçen ince partikül madde konsantrasyonlarına maruziyet nedeniyle 27 AB üyesi ülkede 2020 yılında 238.000 erken ölüm meydana geldiği dikkate alındığında hava kalitesinin daha da kritik bir sorun haline geldiği görülmektedir. Aynı yıl, kentteki nüfusun %96’sı Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen sağlık tabanlı kılavuz seviyenin üzerinde ince partikül maddelere maruz kalmıştır.

Neden olduğu çok sayıda sağlık sorununun dışında, kötü iç ortam hava kalitesi, konsantrasyon eksikliği ve karar verme yeteneğinin zayıflaması gibi üretkenlik ve idrak sorunlarına da yol açmaktadır. İş yerlerinde, okullarda ve diğer kapalı alanlarda yüksek karbondioksit (CO2) ve diğer kirletici seviyeleri baş ağrısı, yorgunluk ve rahatsızlık gibi belirtilerle karakterize edilen “hasta bina sendromuna” katkıda bulunmaktadır. Bu ortamlarda iç ortam hava kalitesinin yükseltilmesi üretkenliğin artmasına, öğrenme hedeflerinin başarılmasına ve genel sağlık ve esenliğin iyileştirilmesine yardımcı olabilir.

İç Ortam Havası Kalitesi ve Sürdürülebilirlik İlişkisi

Enerji verimli binalar, karbon emisyonlarının azaltılması açısından faydalı olsa da doğal havalandırmayı büyük ölçüde sınırlandırdığından bazen iç ortam hava kalitesine zarar verebilmektedir. Binalar enerji tasarrufu için her geçen gün daha hava geçirmez olduğundan kirleticiler kapalı alanlarda daha fazla sıkışmakta ve bu da iç ortam hava kalitesinin düşmesine yol açmaktadır. Enerji verimliliği ile iç ortam hava kalitesi arasında denge kurulması hem çevresel sürdürülebilirliğin hem de kullanıcı sağlığının korunması için kilit öneme sahiptir.

Kötü iç ortam hava kalitesiyle bağlantılı çok sayıda sağlık riski söz konusu olsa da küresel ölüm ve hastalık oranlarını yükselten bu sorun önlenebilir.

İç ortam hava kalitesinin öneminin anlaşılması, temiz ve taze bir iç ortam havasının garanti edilmesi için gereken önlemlerin uygulanması sadece bireysel bir sağlık farkındalığı değildir, aynı zamanda gelecek nesiller için daha sürdürülebilir iç ortamlar yaratılması için toplu bir sorumluluktur.

İç Ortam Hava Kalitesi Nasıl Yükseltilir?

İç ortam hava kalitesinin yükseltilmesi ve sağladığı avantajlardan yararlanılması için birkaç farklı strateji uygulanabilir.

İç ortam havasındaki kirleticilerin konsantrasyonunu düşürdüğünden ve sabit bir taze hava beslemesi sağladığından yeterli havalandırma çok önemlidir. Pencerelerin açılması etkili bir önlemdir, ancak iklime ve dış ortam sıcaklığına bağlı olarak bu her zaman konforlu olmayabilir.

Hava değişim ve hava temizleme sistemleri gibi mekanik havalandırma sistemleri, sabit bir hava akışı sağlar ve kirleticileri uzaklaştırır.

Uygun bir filtreleme, HVAC sistemlerinin düzenli bakımı ve düşük emisyonlu bina malzemelerinin kullanımı da iç ortam hava kalitesinin yükseltilmesine katkıda bulunabilir.

Neler yapabiliriz?

Daikin olarak iç ortam hava kalitesinin önemini anlıyoruz.

Hava temizleme konusunda sürekli olarak inovasyonlar gerçekleştiriyor ve enerji verimli, güvenli ve yüksek kaliteli ürünler üretmek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Taahhüdümüz, iç ortam hava temizleyicilerle sınırlı değildir, aynı zamanda iç ortam hava kalitesinin yükseltilmesini sağlamak üzere etkili bir havalandırma içeren ısıtma ve soğutma sistemlerini de kapsamaktadır.

Daikin, havalandırma ve nano seviyesinde hava temizleme konusunda en geniş ürün seçeneklerine sahip olan üreticidir ve cihazlarımızın verimlilik ölçümleri Fransa’daki Institut Pasteur de Lille tarafından onaylanmaktadır. Institut Pasteur de Lille, solunum yoluyla aktarılan zararlı partiküllere karşı Daikin hava temizleyicilerin verimliliğini değerlendirdi | Daikin

Daha fazlasını öğrenmek için iç ortam havası kalitesi çözümlerimiz hakkındaki şu kaynağa başvurabilirsiniz:

İç ortam havası kalitesi çözümleri | Daikin

Yukarı